Bir odayı yeniden şekillendirmeye veya bir binayı tasarlamaya başlarken, otizmli bireyler için olumlu değişikliklerin neler olabileceğine dair kendimize sorular sorabiliriz. Bu soruların cevapları, mevcut ortamı değerlendirmeyi ve yedi duyu göstergesini göz önünde bulundurmayı ve ortamı kullanacak kişilerin ihtiyaçlarına karşı ilgili olmayı gerektirir.
Duygularla ilgili soruları cevaplarken, otizmli kişilerin ya hipersensitif, yani fazla duyarlı (fazla duyusal bilgi alan) ya da hiposensitif, yani az duyarlı (az duyusal bilgi alan) olabileceğini hatırlamak önemlidir. Ayrıca aynı kişi hem fazla, hem de az duyarlı olabilir; yani bazen daha az uyaran ve bazen daha fazla uyaran gerektirirler.
Otizm dostu bir ortam yaratmaya çalışırken kendimize sormamız gereken sorular şunlara yöneliktir:
- Görsel duyu
- İşitsel duyu
- Dokunma ve basınç duyusu
- Koku duyusu
- Tat duyusu
- Vestibüler duyu (denge)
- Proprioseptif duyu (vücut algısı, kendi hareketleri ve vücut pozisyonu ile ilgili algı)
- Ortamı kim kullanacak?
- Ortam ne için kullanılacak?
Görsel duyu ile ilgili sorular
- Odalardaki doğal ve yapay aydınlatma nasıl?
- Duvarlar ne renk?
- Odada görsel farkındalık / tanıma gerektirecek kaç şey var?
- Perdeler, halılar ve mobilyalar desenli mi?
Aydınlatma, birçok otistik bireyin duyusal deneyimlerinde büyük rol oynar. Artık floresan lambaların, bazı insanları sersemletecek seviyede, dikkati dağıtıcı olduğunu biliyoruz. Floresan lambalar saniyede 60 kez (60 Hz), hatta bazıları 120 kez (120 Hz) tekrarlanan titreşimlere sahiptir. Otizmliler içinden bu titreşimi görebilenler vardır.
Doğal aydınlatma ise uyku düzeni üzerinde rol oynar. Bunun nedeni, uyku / uyanıklık geçişlerini düzenlemeye yardımcı olan melatonin hormonudur. Genellikle melatonin karanlıkta yükselir ve gündüz saatlerinde düşer. Otizmli bireyler uyku problemleri yaşıyorsa, denenecek birçok stratejiden biri uyku zamanında mutlak karanlığı sağlamaktır. Bunun için odalarda kalın perdeler yararlı olacaktır.
Renkler de önemlidir. Farklı renklerin üzerimizde farklı etkileri vardır. Örnek olarak, kırmızı renk en uzun dalga boyuna sahiptir ve bu nedenle bizi uyarabilir ve nabız hızımızı artırabilir. Sarı da uzun dalga boyuna sahiptir ve o da uyarır. Hafif maviler zihni sakinleştirebilir ve konsantrasyona yardımcı olabilir. Yeşil huzur verici olabilir. Tasarladığınız odayı düşünün – Uyaran bir ortam mı veya sakinleştirici bir ortam mı yaratmaya mı çalışıyorsunuz?
Odaların ne kadar karmaşık veya minimalist oldukları da dikkate alınmalıdır. Otizmli pek çok birey her bir ayrıntıyı özenle gözler ve çok fazla görsel bilgi işlenmesi gerektiğinde bunalabilir. Farklı olarak, bazı otizmli bireyler ise daha fazla görsel uyarıma ihtiyaç duyabilir (fazla veya az görsel duyarlı olmakla ilgili olarak).
Desenli kumaşlar, otizm spektrumundaki bazı bireyler için özellikle stres yaratıcı olabilir. Desenler dikkat dağıtıcı ve bunaltıcı olabilir ve hatta görüntünün bozulmuş algısına neden olabilir.
İşitsel duyu ile ilgili sorular
- Trafik sesi, oynayan çocuk sesleri veya inşaat gürültüsü gibi düzenli harici sesler var mı?
- Saatin tiktakları, buzdolabı sesi, müzik gibi düzenli dahili sesler var mı?
- Harici seslerin içeriye nüfuz etmesini azaltmak mümkün mü?
- Her birey için sesleri azaltmanın bir yolu var mı; örneğin kulak tıkacı veya kulak kapatıcı gibi?
Otizmli birçok birey bize, diğerlerinin duyabileceği seslerin üzerinde desibelde ses duyabildiğini söylüyor. Çok uzaktaki sesleri duyabilirler ve seslerin yoğunluğu sağır edici olabilir. Yüksek sesle rock müzik dinlerken ve aynı anda yandaki odadaki bir konuşmayı duyabilirler. Hipersensitif otizmliler için elektrikli el kurutma makinesi, sensörlü havlu makinesi, klimalar gibi cihazların sesleri aşırı rahatsız edici olabilir.
Dokunma ve basınç duyusu (sıkışma) ile ilgili sorular
- Farklı dokuların hissedilmesini veya okşanmasını sağlayan bir alan var mı?
- Kum veya su gibi ciltte farklı hisler sağlayan öğeler var mı?
- Ahşap masaj aletleri gibi ihtiyaç duyulduğunda baskı sağlayacak öğeler var mı?
Bazı otistik bireyler, kontrol kendilerinde olmadıkça dokunmaktan kaçınırlar. Diğer bazıları sakin ve güvenli hissetmek için fazladan baskıya (sıkıştırılmaya) ihtiyaç duyarlar ve uygun şekilde kullanılırlarsa ağırlıklı battaniyeler gibi eşyalardan fayda görebilirler. Bazı bireyler, özellikle hiposensitifler (çok az duyusal bilgi yerine çok fazlasını filtreleyebilenler), hissetmek için fazladan uyarılmaya ihtiyaç duyarlar.
Koku duyusu ile ilgili sorular
- Oda veya bina dışından, duvar, pencere veya kapılardan içeri sızan herhangi bir koku var mı?
- İçeride sıkıntı yaratabilecek kokular var mı; temizlik ürünleri, parfümlü ürünler veya gıdalar gibi?
Otizmli bazı bireyler, kokuları aşırı mide bulantısına neden olabilecek kadar çok rahatsız edici bulabilirler. Bazıları, ürün odadan veya dolaptan çıkarıldıktan uzun zaman sonra bile kokusunu alabilir.
Tat ile ilgili sorular
Yemek odaları gibi lezzet duygusunun kullanılacağı bir ortam yaratırken sorulacak sorular:
- Seçeneklerin olduğu ve bunun görülebilir olduğu bir ortamlar yarattık mı?
- Yiyeceklerin seçimleri kelimelerde olduğu kadar resimlerle de gösteriliyor mu?
Denge (vestibüler) ve uzamla (proprioseptif-özduyum) ilgili sorular
- Sallanmak için araçlar var mı?
- Denge ağacı veya tablası var mı?
- Zıplama veya tırmanma araçları var mı?
- Bir kişinin sırtını duvara dayayarak oturma olanağı var mı?
- Bir kişinin bütün odayı görebileceği bir yerde oturma olanağı var mı?
- Hızlı çıkış yolları var mı?
Bazı otistik bireyler, etraflarındaki fiziksel dünyayla ilişkili olarak ‘kendi’ algısına sahip olmakta zorlanırlar. Sağa sola veya öne arkaya sallanma ve dengeleme, kendilerine özgü bir algı kazanmalarına yardımcı olabilir. ‘Kendi’ algısını kolaylaştırmak için doğrudan ön veya arkalarında bir şeyin olması gerektiği durumda, etraflarında çok fazla boşluk olması endişeye neden olabilir. Ek olarak, otizmli olan bazı insanlar, ne olduğunu veya seslerin nereden geldiğini göremedikleri takdirde kaygı yaşarlar ve bunu çok rahatsız edici bulurlar.
Otizmi olan birçok insanın etrafında alana ihtiyacı vardır ve kalabalık ya da karışıklık yüzünden bunalmış hissederler. Koridorlarca sarılmış hissedebilirler ve hızlı bir kaçış yolu olduğunu bilmeleri gerekir.
Alanı kim kullanacak?
Bu çok açık bir soru gibi görünebilir; ancak cevabı düşünmek önemlidir. Ortamın çocuklar veya yetişkinler için farklı olması gerekebilir. Aynı ortamın duyusal farklılıkları olan başkaları tarafından mı yoksa çok farklı duyusal ihtiyaçları olan bir grup tarafından mı kullanılacağını düşünmeniz gerekebilir. Duyusal aşırı yüklenme riski varsa; Bir kişinin aşırı yüklenmeden kaçabileceği başka bir yer var mı?
Alan ne için kullanılacak?
Okul salonları veya açık plan ofisler gibi bazı alanlar, geniş insan grupları için kullanılmaktadır. Diğer alanlar tek kullanımlık ya da küçük gruplar içindir. Bazı alanlar ise geçiş için tasarlanmıştır, örneğin koridorlar veya asansörler.
Geçiş alanları otizm spektrumundaki insanlar için zorlayıcı olabilir; bir alandan diğerine veya bir etkinlikten diğerine geçmek zor gelebilir.
Bu nedenle, geçiş alanlarının nasıl daha kolay başa çıkılır tasarlanabileceğini düşünmek önemlidir.
Örneğin bazı yönlendirici sorular:
- Koridor kullanmadan bir yerden diğerine doğal bir akış olabilir mi? Bir binaya inip çıkmanın asansör kullanımından daha az klostrofobik yolu var mı?
- Alan çok sayıda insan için kullanılıyorsa, gerekirse çekilmek için daha küçük alanlar var mı?
- Alanlar küçük ve boğucu ise, daha açık bir alana gitmek için kolay yollar var mı?
- Otizmli bireylerin en çok endişeli göründüğü alanların bir haritasını oluşturabilir ve alternatif yolları gösterebilir misiniz?
Sonuç olarak
Otizm dostu binaların tasarımında uzmanlaşmış mimarlar var. Örneğin GA Artitects (https://www.autism-architects.com) ortağı Maria Luigia Assirelli ve Mısır’da İnşaat ve Mimari Mühendisliği bölümünde doçent Magda Mostafa. Ancak, duyusal farklılıkları ve yapı ihtiyacını göz önüne alarak otizm dostu bir ortam sağlamada hepimiz rol oynayabiliriz.
Otistik spektrumdaki her birey kendi çevresel gereksinimlerine sahip olsa da, kaygıları artırmaktansa azaltacak fiziksel bir ortam yaratmamıza yardımcı olacak bazı genel sorular vardır. Yedi duyunun tümüne – görsel, işitsel, koku alma, tat, dokunma, vestibüler ve propriyoseptif – dikkat etmeliyiz. Ayrıca, alana ve nasıl kullanıldığına dikkat etmemiz gerekiyor.
Herkesin kişisel tercihlerini ele almak her zaman zor olacaktır; Bununla birlikte, bazı şeyleri dikkate alarak kimileri için gerekli tüm farkı yaratabiliriz.
Kaynak: https://livingautism.com/create-autism-friendly-environment/
Çeviren: Zeynep Bilgi Buluş Demircan